Türkçü, Ülkücü, Atatürkçü, İslamcı...
Biri dese ki ben simitçiyim, siz onun simit sattığını bilirsiniz. Adam ben ayakkabıcıyım dediğinde onun ayakkabı sattığını da bilirsiniz. Ama size ben Türkçüyüm dediğinde onun türklük sattığını düşünmezsiniz. Çünkü biri somut, diğeri soyuttur. Somut olan bellidir. Soyut olan elle tutulmaz gözle görülmez. Ölçüsü yoktur, sınırı yoktur. Gerçi ülkücülük buna bir ölçü katmak için icat edilmiştir ama o da ne kadar türkçülüktür onun da sınırı belirsizdir. Siz her ülkücünün istisnasız canını vatanı için feda edebileceğine gerçekten de inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Ben mi? Benim cevabım evet ama ben dahi başıma gelmeden emin olamam. O yüzden bırakın siz şucuları-bucuları da gerçekçi olun. Türkçü değil türküm. İslamcı değil müslümanım. Almancı değil Avrupalı Türküm. Yabancı değil her yerde Allah'ın mekânındayım. Atatürkçü değilim, atatürkü ya seviyorumdur ya da sevmiyorumdur. Ama satıcı, ayakkabıcı, ciğerci, simitçi olabilirim. Bunda bir mahsur yoktur. Şuculuk buculuk değerlere de say